Şen olasın memleketim Afyonkarahisar!
Yazar Av.Halit Akın   
Cumartesi, 28 Nisan 2007

AYTAM sitesinde memlekete çağrıyı görünce ben ve esim düştük yola. Verdik Oruçoğlu Tesislerinde mola.

Hemşerim Sayın Kadir Daylık ve Saygıdeğer eşi Yıldız Hanımı internet ve dolayısıyla AYTAM kanalı ile tanımış idik. Bu gezide ise gerek kendileri gerekse geziye katılan diğer hemşerilerimizin ve görüştüğümüz Afyonkarahisarlı diğer hemşerilerimizin sımsıcak yüreklerinde sevgi, huzur ve güveni yaşadık.

Bu kısa gezi sırasında göremediklerimiz ancak duyduklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımız, yaşadıklarımız yediklerimiz, içtiklerimizi anlatmaya kalkarsak her biri için sayfalar yetmeyecek ancak ben her birinden birer yudumda sizlere sunarak bu güzelliği sizlere de yaşatmak istiyorum.

Gezinin Şuhut halkasına yetişemedik ancak gidip görenlerden duyduklarımız bizleri memnun etti. Atatürk Evi ve Zafer Yolu ayrıca işlenmesi ve üzerinde proje üretilmesi gereken bir konu olarak hemşerilerimizin dikkatine sunuyorum. Otele ulaştığımızda geziye katılan saygıdeğer hemşerilerim Ahmet Bozokluoğlu, Seçkin Köse, Kamil Ay, Musa Bursalı, Ali Yonca ve genç meslektaşım Taner Bey ile bu gezinin mimarı Kadir Daylık ve muhterem eşlerini tanımak mutluluğuna eriştik. Yine bu gezimizin Afyon ayağında bizlere yüreği ile misafirperverlik sunan ve ayrıca idari, lojistik, boğaz işlerinin düzenleyen Sayın Hemşerim Savaş Demiröz'ü tanıdık ve maziye uzandık.

Memleketimizin yollarında havasını suyunu tadarak frig Vadisi ve Peri bacalarını, Emre Gölünü gezerken rehberimiz Sayın Erol Öztürk'ün anlatımları ile tarihin binlerce yıl gerisine ulaştık, binlerce yıl öncesine seyahat ettik.

Yine bu gezimiz sırasında bize katılan Emekli Albay Ahmet Bilginsoy'un oynadığı memleket havalarına eşlik edenlerin ona yetişemediklerini tespit ettik.

Gezinin bir bölümünde ziyaret ettiğimiz Ayazini Beldesi Belediye Başkanı Kuddisi Özçelik'in sazından ve sözünden kulaklarımızın pası açıldı. Beldesi için nasıl hizmet edeceğini çırpınarak anlatan başkanımıza maddi ve manevi her türlü yardımın yapılması gerektiği görüşümü buradan açıklamak isterim.

Bu gezide bizlere iştirak eden Kadir Daylık'ın muhterem kayınvalidesinden hayata nasıl bakmak gerektiğini öğrendik, ders aldık...

Bu arada yine bize gezi sırasında katılan Kadir Bey'in muhterem anne ve babasını da tanımaktan büyük memnuniyet duyduk.

Turistik Vadi gezisinin öğlen molasında yediğimiz ağzıaçık ve bükmelerin tadı damağımızda kaldı.

Memleketimizin Selatin Camileri olan Ulu Cami ve Türbe Camisi ile Mevlana Dergahı ruhumuzda yer etti.

Gezimizin bir bölümünü teşkil eden AYTAM Merkezi de diyebileceğimiz Afyonkarahisar evinden ayrıca bahsetmekte yarar görüyoruz.

Restorasyonu ve yerleşme çalışmaları halen devam etmekte olan bu Afyonkarahisar Evi başlı başına bizleri maziye götürecek bir anıt gibi yükselmektedir.

Bodrum katı hamam, giriş katı bahçesi üst katı ve çatı katı ile birlikte geçmişteki halini hiç aratmayacak şekilde düzenlenen bu yapıda her şeyin yerli yerinde olduğunu görmek bizleri memnun etti.

Sayın Daylık'ın bir kaç noksanı da gelecek günlerde tamamlayacağını ve bu binayı yakın bir zamanda halkın hizmetine sokacağına inanıyoruz.

Afyonkarahisar evinin oturma odasında kısa bir süre dinlendiğimiz sırada göz attığımız 1954 yılı günlük gazetelerinden birinde gördüğümüz Afyonkarahisar ilinin sorunları başlıklı yazı az da olsa bizde burukluk yaşattı zira 50 sene önceki sorunların bugünde var olduğunu müşahede ettik. Ancak gelecek günlerin Afyonkarahisarlılar için güzel olacağı inancını kaybetmedik.

Afyonkarahisar'ın nostalji olan Fayton ve İstasyonunu düşünürken elimize tutuşturulan bir kartvizitten Galleoğullarının Faytonunun resimlerini gördük. Ancak İstasyonumuzu göremedik ve hatıralamız aklıma geldi. "Afyonkarahisarlıların hayatında istasyonun ayrı bir yeri vardır. Baharla birlikte İstasyon bahçesi halkın özel ziyaret yeri olurdu ve burada Afyondan ayrılan ailelerin veya kişilerin trenden sarkıttığı bir makara ipliğini çekerek gidenlerin arkasından kendilerinin de çekileceği inancı gönülleri de yer ederdi."

Bu kısımda ziyaretimin ayrı bir bölümünden de bahsetmek istiyorum.

Küçüklüğümün geçtiği Afyonkarahisarda Zülali Camii aralığında babam Kuyumcu Şükrü'nün dükkanını aradım ancak izlerini buldum.İlkokulu okuduğum Kadınana İlkokulunda hatıralarım depreşti. Nüfusta kayıtlı oldugum Yukarıpazar Mahallesini tekrar gezdim. İkbal lokantasında bundan 50 yıl önce yediğim yemekleri yedim.Yeşil Yol camisinin hemen çaprazında 7 katlı apartmanlar arasında eski hali ile 2 katlı evimizi gördüm. Sanki gözlerim ve gönlümle içinde gezdim. Bahçesindeki kümesten sıcak tavuk yumurtası alıp hemen oracıkta içtim. Bahçe çeşmesinin yanındaki nanelerden koparıp zeytin ve ekmekle yedim.

Bahçedeki vişneleri dallarından kopardım. Tabi yine tekrar edelim bunlar hep sanaldı. Ancak Yeşil Yoldaki eski akasyaları bulup pembe çiçeklerini ballı ballı yiyemedim.

Güzel günler bu şekilde gelip geçti. Görüp yaşadığım ancak burada aktaramadığım konular olabilir. Ancak geride kalan günler benim için bir masaldı. Son sözümü yine yazımın başlığı ile tamamlamak istiyorum.

ŞEN OLASIN MEMLEKETİM AFYON

ŞEN OLASINIZ DEĞERLİ HEMŞERİLERİM...

AVUKAT HALİT AKIN - 29 Nisan 2007