Örnek Fidanlığa ne oldu?
Yazar Kadir Daylık   
Perşembe, 13 Aralık 2007

Örnek Fidanlığına ne oldu? Fahrettin Kiper’in 1945 yılında yayımladığı “Afyon Karahisar Valilik Notlarımdan Birkaç Hatıra” isimli kitabından naklediyorum:

Örnek Fidanlığına ne oldu? Fahrettin Kiper’in 1945 yılında yayımladığı “Afyon Karahisar Valilik Notlarımdan Birkaç Hatıra” isimli kitabından naklediyorum:

“Vilayet arazisinin yüksek kabiliyetine karşı meyvecilik yok denilecek haldeydi. Düşük kalitedeki yerli bağlar ise floksra korkusundan tehlikeli durumda bulunuyordu. Afyon’da ileri gelenlerden Tiryakioğulları’nın istasyon yanında, Koçzade’nin şimdiki fidanlık yakınında merakla yetiştirilmiş özel birer bahçesi, İnas Köyü’nden Hancızade Hüsnü Ağa’nın; Anbanas Köyü’nde Belediye Reisi rahmetli Halil Ağa’nın ve daha bunlara benzer mahdut zevatın aşılı ağaçlı ev ve bahçeleri vardı. Kazaların durumu da aşağı yukarı böyle idi.

Bildirdiğim geriliğe karşı genel fidanlık kurulmasından becitli bir iş olamazdı. Vakit geçirilmedi. Hususi Muhasebe’nin malı olup kentin beş kilometre kadar uzaklığında ve Sandıklı şosesi üzerinde bulunan bir tarladan işe başlandı; etrafı satın alındı, yüz dönümlük fidanlık kuruldu. 1928 senesinde faaliyete geçildi. Fidanlık yerinin seçilmesinde o civardaki Erkmen, Çakır, İnas gibi Köyler halkının meyve ve bağcılıktaki alışkanlıklarının ve ağaçlarının düşman tarafından Milli Mücadele’de tamamen mahvedilmiş olması ve kendi arazileri olmadığından Afyonluların yerlerinde ziraat yapmakta bulunmaları gibi düşüncelerin yeri vardı. Nasıl ki bu köyler halkından çokları fidanlıkta amelilik yapmışlar, kendileri için bolca fidan ve çubuk almışlar ve bu yüzden bir derece ilerlemişlerdir. İçlerinden iyi bahçıvanlar da yetişmiştir.

Şu kadar ki fidanlık kurulan arazinin suyu yoktu. Dereden santrfuj tulumbayla çıkarılan su yetmiyordu. Bir taraftan akarsu getirilmesine diğer taraftan da büyük çapta kuyu açılmasına kalkışıldı ve çok uğraşıldı. Nihayet o zaman tahrirat kâtibi olan Ali Efendi’nin bağı eteklerinde topraktan altı metre aşağıda yapılan bentle toplanan sular biriktirme havuzuna getirildi. Aynı zamanda derin ve geniş bir de kuyu açıldı. Bu kuyunun açılışı bizim için bir tecrübe ve istifade sebebi olmuştur. Çünkü getirilen kuyucular, kuyuyu dibinden örmeğe başlayarak duvarı ağzına doğru çıkarmaya çalışıyorlardı. Yukarıdan kayan ve düşen topraklarda içerisindeki ameleyi tehlikeli durumlara sokuyordu. Nihayet evvelce şimendöfer yollarında çalışmış Şükrü isminde bir usta ele geçti. Babasıyla birlikte çalışan Şükrü Usta kuyuyu ağzından aşağıya doğru çenber halinde örerek vücuda getirdi.

Fidanlık büyük ölçüde fayda temin eylemiştir. Hemen her türlü iyi cins meyve ağaçlarının çeşitli fidanları ve aşıları dağıtılmıştır. 35 cins üzüm asması üretilmiş ve her sene onbinlerce çubuk dağıtılmıştır. Fidanlık Vilayet meyveciliğinin ve üzümcülüğünün temelini kurmuştur.”

Değerli Dostlar;

1928 yılında tesis edilmiş bu fidanlığa şimdi ne oldu? Ben biliyorum, yazık oldu.

Devam edeceğim, sevgiyle kalınız.